Hepimiz yaşam boyunca çeşitli fırsatlarla yüzyüze geliriz. Bazen bu fırsatları kendi çabamızla yarattığımız gibi, bazen de hiç beklemediğimiz anda bazı fırsatlarla yüzyüze geliriz. İşte bu noktada bizi engelleyen en önemli unsurlardan bir tanesi tereddüt etmektir. O an hızlıca vermemiz gereken bir karar vardır, ancak bu kararı vermekte tereddüt ederiz. Ve böylece o fırsat da kaçar gider. Belki de bu fırsat önümüze bir daha aynı şekilde asla gelmeyecektir.
Elbette ani karar vermenin bize bazı zararlar getireceği durumlar da vardır. Bu durumda ani karar vermek yerine biraz düşünmek ve durumu değerlendirdikten sonra karar vermek gerekir. Karşıdan karşıya geçerken yaşayacağınız bir anlık tereddüt hayatınızı kurtarabilir. Ama gerçekten yapabileceğimiz ve o işi yapmamızın bize yarar getireceğini bildiğimiz durumlarda tereddüt etmek… Bu pek çoğumuzun baş derdi.
Yapılması gerekli telefon görüşmeleri, başlanması gerekli projeler, konuşulması gereken şeyler vs. vs… İşte bu noktada tereddüt etmek ve beklemek bize büyük zaman kaybettirir. Ve birçok durumda o işin zamanı kaçtığı için artık yapılmasının da bir anlamı kalmaz.
Tereddütlerin Bilinçdışı Düzeyde Pek Çok Sebepleri Olabilir.
Yaşamımız içerisinde verdiğimiz kararları bilinçdışı düzeyde işlemekte olan bazı mekanizmalara dayanarak veririz. Uzun yıllar içerisinde öğrenmiş olduğumuz pek çok şey sonucu bilinçdışı düzeyde oluşmuş bulunan değerlerimiz karar verme süreci içerisindeki kriterlerimizi oluşturur. Ve hiç farkında olmadan bu kriterlere göre kendi zihnimiz içerisinde bazı değerlendirmeler yapar ve kararlarımızı buna göre veririz.
Örneğin kendi güvenliğine fazlaca değer veren bir kişi herhangi bir şekilde bu güvenlik hissini tehdit eden bir durumla karşılaştığında asla risk almak istemeyecek ve böylece belki de kendisi için iyi bir fırsatı kaçıracaktır. Diğer taraftan maceraya ve yeni şeyler keşfetmeye değer veren bir kişi bu fırsatı büyük bir heyecanla kabul edecek ve tereddütsüz durumun içerisine dalacaktır.
Bilinçdışında tereddüte yol açan bir diğer önemli unsur da bölünme ve çatışmadır. Bir fırsatla karşılaştığınızda bir tarafınız yapmanız gerektiğini söylüyor, diğer tarafınız tereddüt ediyorsa ve tereddüt eden taraf daha güçlüyse o zaman fırsatı kaçırabilirsiniz.
Tereddütle bağlantılı diğer bir konu da ihmal ve ertelemedir. Zaman zaman bizi rahatsız eden çeşitli durumları ertelemeyi seçeriz. O durumla karşılaşmaktansa erteleyerek kaçmayı yeğleriz. Ve yalnızca zamanın geçmesini ve o durumun yok olmasını isteriz. Ya da yapmayı düşündüğümüz bir projeyi belki başarısızlık belki de başarı korkusuyla sürekli erteleyip dururuz. Böylece hem tereddüt hem de ertelemeyle bekleriz. Bu bekleme bazen sürekli bir alışkanlığa dönüşür ve sürekli bir şeyleri beklemeye başlarız.
Halbuki aslında yapılması mutlaka gerekli ve yapmaktan kaçmamamız gereken birçok şey vardır. Ve aslında onun nasıl yapılacağı da bellidir. Belki ilk başta bazı şeyleri nasıl yapabileceğinizi tam olarak bilemeyebilirsiniz ve bu da sizin kendinizi kötü hissetmenize yol açabilir ama bugüne kadar aslında ne kadar çok şeyi ilk başta bilmeden işe başladığınızı ve ne kadar çok şeyi bir şekilde tamamladığınızı hatırlarsanız o zaman bir işe başlarken tam olarak ne yapmanız gerektiğini bilmenin o kadar da önemli olmadığını anlayabilir ve ilk defa geçtiğiniz bir yolda ilerlerken rotanızı yolun şartlarına göre ayarladığınızı ve aslında bunun oldukça zevkli bir durum olduğunu da bilirsiniz.
Esasında hepimizin içinde şu an sanki yokmuş gibi duran birçok kaynak var. Belli bir anda bugüne kadar öğrendiğimiz şeyleri sanki hiç bilmiyormuş gibiyizdir. Ancak belli bir anda bir soru sorulduğunda o sorunun cevabını hatırlayıveririz. Bilinçdışı zihnimiz istisnasız olarak hiçbir şeyi unutmaz. Bununla ilgili pek çok deney yapılmıştır. Derin hipnotik trans hali içerisinde insanlar geçmişte yaşadıkları şeyleri en ince detayına varıncaya kadar hatırlayabilirler. Bu da aslında öğrendiğimiz ve algıladığımız her şeyin bilinçdışı zihnimize en ince detaylarıyla kaydolduğunu gösterir. Bütün mesele o kaynaklardan nasıl yararlanabileceğimiz meselesidir ki bu da içinde bulunduğumuz ruh haliyle ilgili bir durumdur. Eğer gerekli zamanda gerekli ruh halini yakalamayı başarırsanız kendi içinizdeki tüm kaynaklara ulaşabilir, geçmişte öğrenmiş olduklarınızdan mükemmel bir biçimde yararlanabilirsiniz.
Karşılaştığınız yeni durumlara uyum sağlayabileceğiniz ve bu durumlarda gerekli yaratıcılığı sergileyebileceğiniz konusunda bazı tereddütleriniz olabilir, ancak eğer böyle durumlarda bir an durup kendi içinizde bir araştırma yaparsanız o zaman belki bir anda değil ama zamanla içinizde bazı kapıların açılmaya başladığını ve bilinçdışınızın size yardım ettiğini görebilir ve yardım almak için öncelikle yardım istemeniz gerektiğini de anlayabilirsiniz. Belki de ilk ortadan kaldırmanız gereken tereddütün yardım istemek konusunda olduğunu fark edip bunun yalnızca bir alışkanlıktan ibaret olduğunu ve bunu değiştirmeye karar verdiğiniz anda ortadan kalktığını, çünkü aslında kendi içinizde var olan her şeyin yalnızca hayallerden ibaret olduğunu ve zihninizde bazı değişimleri başlatmak için tek yapmanız gerekenin karar vermek olduğunu bilebilirsiniz. Karar verip işin içerisine girdiğinizde her işin yalnızca gözünüzde biraz büyüttüğünüz için size zor geldiğini ve işin içerisine girdikten sonra korkulacak hiçbir şeyin olmadığını deneyimlemişsinizdir.
İşte bu yüzden eğer ertelemeniz gereken bir şey varsa o da tereddütlerinizdir. Onları sonsuza kadar erteleyebilirsiniz.